top of page

Kaostan Düzene Bölüm 1: Bir Aydınlanma Hikâyesi

  • aliemrahozer
  • 7 May
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Haz

Bu yazı dizisini okumaya başladıysanız insan kaynakları profesyoneli olmanıza hiç gerek yok. Hatta yönetimle, işletmeyle, stratejiyle ilginiz de olmayabilir. Yine de bu satırlar size tanıdık gelebilir. Çünkü paylaşmak istediklerim yalnızca iş dünyasına değil, yaşamın çoğu alanına dair. Dilerseniz bir kahve alın kendinize, birlikte biraz düşünelim. Ben yazarken keyif aldım, umarım siz okurken aynı keyfi alırsınız.


Bundan birkaç yıl önce, hayatımda çok özel bir akşam yaşıyordum. Doktora tezimi o hafta savunmuş, tez süreci boyunca yanımda olan Danışman ve Araştırma Görevlisi Hocalarımla kutlama yemeğine çıkmıştım. İçimde büyük bir rahatlama ve mutluluk vardı. Ama o gece sadece bir kutlama değil, aynı zamanda kişisel bir “evraka” anıydı benim için.


Her şeyin netleştiği, içimde zaten var olan ama adı henüz konmamış bir düşüncenin nihayet kelimelere döküldüğü bir andı. Belki dışarıdan bakıldığında küçük bir farkındalık gibi görülebilirdi. Ama benim zihnimde yıllardır dolaşan bir sorunun yanıtıydı bu. Tez konum “yetenek yönetimi” idi. Çoğu akademik çalışmada olduğu gibi, uygulamaya yönelik öneriler sunmam bekleniyordu. Ancak ben bilinçli ya da bilinçsiz, farklı bir yol seçmiştim.


Ben reçete sunmak yerine, bir panorama çizmeyi tercih ettim. Uygulamaları elbette inceledim ama daha çok konunun felsefesiyle ilgileniyordum. Yani “nasıl yapılır” sorusundan ziyade, “neden yapılmalı” sorusu beni büyülüyordu. O akşam bu durumu anlattığımda, iki hocam da aynı anda şöyle dedi:

“Nedenler, nasıllardan daha önemlidir.”


Danışman hocam konuyu biraz daha açtı:

“Operatörler ve teknisyenler ‘nasıl’larla ilgilenir. Düşünürler ve teorisyenler ise ‘neden’lerle…”


Bu cümle zihnimde yankılanıp durdu. İlk bakışta etkileyiciydi ama aynı zamanda bir genelleme olma ihtimali de vardı. O yüzden hemen kabul etmedim. Biraz durup düşündüm.


Bu yaklaşım akademide geçerli olabilir, peki ya hayatta?

Gerçek dünya nedenlerle mi yoksa nasıllarla mı dönüyor?

Günlük hayatta karar verirken işlev mi daha önemli, anlam mı?

Peki ya kurumlarda?

Hangi sistem yalnızca işlev üzerine kurulu kalabilir?

Hangi değer yalnızca anlamla sürdürülebilir?


İşte o geceki “evraka” anı, sadece bir fikir değil, aslında yıllardır kendi yolumu nasıl çizdiğime dair bir özeti de içeriyordu. Strateji, liderlik, organizasyon gibi kavramlara hep anlam arayışıyla yaklaşmışım. Belki bu yüzden tek bir doğruya değil, iyi sorulara daha çok değer veriyorum. Hâlâ da o sorunun peşindeyim: “Neden?”


Eğer bu yazıyı bir başlangıç kabul edersek, size sadece işin nasıllarını değil, nedenlerini de birlikte düşünmeyi teklif ediyorum. Çünkü yaşadığımız çağ, her şeyin hızla yapıldığı ama neden yapıldığının nadiren sorgulandığı bir çağ. Dilerim bu yazı serisi, sizde de bazı “evraka” anlarına vesile olur.

 

Devamı yakında: Bölüm 2: Anlam mı, İşlev mi? – Kurumsal Kaosun Anatomisi

 

Dr. Ali Emrah Özer

Yetenek Yönetimi Danışmanı | Eğitmen | Profesyonel Koç (ICF) | Özer İnsan Kaynakları Kurucusu


Kaostan Düzene
Kaostan Düzene


2 Yorum


Zeki Eser
Zeki Eser
14 Haz

Sevgili Emrah, Kaostan Düzene yazılarını keyifle ve faydalanarak okudum, devamını da sabırsızlıkla bekleyeceğim. Çok yalın bir anlatımın var ve harika düşünme soruları bırakıyorsun. Selamlar, Zeki Eser

Beğen
aliemrahozer
20 Haz
Şu kişiye cevap veriliyor:

Zeki Bey selamlar, çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için 🙏🏼 Saygılar

Beğen
  • LinkedIn
  • YouTube
  • Siyah Instagram Simge
  • Twitter
  • Facebook

©2021, Özer İnsan Kaynakları Eğitim Danışmanlık Ltd. Şti.

bottom of page