top of page

Kaostan Düzene Bölüm 2: Anlam mı, İşlev mi? Kurumsal Kaosun Anatomisi

  • aliemrahozer
  • 14 May
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Haz


Bir önceki yazıda “Nedenler, nasıllardan daha önemlidir.” diyerek yola çıkmıştık…


Strateji, felsefe ya da yönetim konuşurken sıkça karşımıza çıkan bir soru vardır: Anlam mı daha önemlidir, işlev mi? Akademik dünyada bu sorunun cevabı çoğu zaman “anlam” yönünde olur. Peki ama gerçek hayatta cevap bu kadar net mi?


Kurumsal yaşamda gördüğüm manzara çoğu zaman tam tersine işaret ediyor. Gündelik işleyişte “ne işe yaradığı” belli olmayan ama kulağa çok havalı gelen kavramlar dört bir yana dağılmış durumda. Organizasyonel gelişimden tutun da stratejik insan kaynakları yönetiminin tüm fonksiyonlarına kadar pek çok alanda, üzerinde yeterince düşünülmemiş çözümler, sırf “trend” oldukları için uygulanıyor. Adeta her kurum, kendisine ait olmayan bir elbiseyi giymeye çalışıyor.


Bu noktada tanıdık bir ikilem çıkıyor karşımıza:

Zarf mı önemli, mazruf mu?


Diğer bir deyişle, paket mi daha kıymetli, içindeki öz mü?

Bazı kurumlar, piyasanın popüler söylemlerinin peşinden sürükleniyor.

“Yetenek yönetimi İK’nın yeni adıdır.” “Mutlu çalışan, verimli çalışandır.” “Biz de o konuşulan performans sistemini getirelim.”


Bu ifadeler kulağa hoş geliyor. Ama biraz derinleştiğinizde çoğu zaman bu ifadelerin arkasında neyi, neden istediklerinin farkında olmayan bir zihin karışıklığı olduğunu görüyorsunuz.


Burada asıl meselemiz şu:

Kurumlar gerçekten eşsiz olmak mı istiyorlar?


Yoksa sadece herkes gibi olmak mı...


Kurucusu olduğum danışmanlık şirketinin en önemli değer taahhüdü şudur: “Her kuruma özel çözümler üretmek.” Başka bir ifadeyle, trendlerin değil, kurum kültürünün peşinden gitmek.


Ama itiraf etmeliyim ki bu yaklaşım, çoğu zaman sabır ve açıklık gerektiriyor. Çünkü günümüzde karar vericilerin büyük kısmı nedenlerle zaman kaybetmek istemiyor. Herkes çözüm istiyor ve onu da hemen istiyor.


Sonuç olarak çoğu zaman neyi neden yaptığımızı değil, sadece neyi nasıl yapacağımızı konuşuyoruz.


Bu kaotik ortamda bir karar vericiye “neden bunu istiyorsunuz?” diye sorarsanız,  mekanı kaplayan bir sessizliğe tanıklık edebilirsiniz. Çünkü kurumlar kendi varoluş nedenine ve kurumsal kişiliğine odaklanmayı zaman kaybı olarak görebiliyor.


Peki devreye alınacak uygulamalara nasıl karar veriliyor?


Biri kongrede duyuyor, biri rakibinden görüyor, biri yönetime yapılan sunumda denk geliyor… Ama kimse gerçekten “buna bizim ihtiyacımız var mıdır” diye sormuyor.


Halbuki her kurumun, tıpkı insanlar gibi bir karakteri vardır. Kurum kültürü dediğimiz şey de zaten bu ortak karakterin ifadesidir.


Kurumsal anlam arayışı yalnızca “marka vaadi” veya “değerler seti” yazmakla olamaz. Gerçekten kendinizi tanıyor musunuz? Bu soruya cevap vermeden bir sistemi alıp kendi yapınıza uyarlamak, çoğu zaman size özgü olmayan bir elbiseyi giymek gibidir. Dar gelir, üzerinizden düşer veya yakışmaz.


O halde kaostan düzene erişmenin ilk adımı da buradan geçiyor olabilir:

Kim olduğumuzu bilmeden, ne yapmamız gerektiğini bilemeyiz.


Bir sonraki bölümde hazır kalıpların ve popüler söylemlerin bizi nasıl yüzeysel çözümlere sürüklediğini konuşacağız. Ama önce şu soruyu kendi kurumunuz için sorarak bu yazıyı bitirelim:


“Gerçekten neden?”


📌 Devamı yakında: Trendlerin Tuzakları – Kurumsal Hafızaya Yerleşmiş Hazır Kalıplar


📍Dr. Ali Emrah Özer

Yetenek Yönetimi Danışmanı | Eğitmen | Profesyonel Koç (ICF) | Özer İnsan Kaynakları Kurucusu


ree


Yorumlar


  • LinkedIn
  • YouTube
  • Siyah Instagram Simge
  • Twitter
  • Facebook

©2021, Özer İnsan Kaynakları Eğitim Danışmanlık Ltd. Şti.

bottom of page