Kaostan Düzene Bölüm 4: Kurumsal Kimlik ve Değer Arayışı: “Kimsiniz Siz?”
- aliemrahozer
- 30 May
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Haz
Kurumsal dönüşüm üzerine çalışırken bir soruyu sıkça sorarım:
“Kimsiniz siz?”
Kulağa basit geliyor olabilir ama bu sorunun gerçekten cevaplandığına nadiren şahit oldum. Çünkü çoğu kurumda kimlik, içsel bir keşif süreciyle değil, dışsal taklitlerle şekilleniyor. Bir başkasının değerlerini kopyalayarak oluşturulan kurumsal yapılar, sürdürülebilir olmaktan çok uzak kalıyor.
Kurum kültürü, yazılı değerler setinden ibaret değildir. Sloganlarla, duvarlara asılan afişlerle ya da web sitesine eklenen birkaç cümleyle kurumsal kimlik inşa edilemez. Gerçek kültür, davranışlarda, kararlarda, önceliklerde ve en çok da zorluk anlarında ortaya çıkar.
Bir kurumun gerçek yüzünü, bir kriz anındaki kararlarında, çalışanlarının birbirine yaklaşımında ve liderlerin değerlerle ne kadar uyumlu davrandığında görebilirsiniz. O yüzden kim olduğunuzu bilmeden, ne yapmak istediğinizi bilmeniz mümkün değildir.
Danışmanlık yaptığımız kurumlarda şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz: Değerler yazılmış, vizyon tanımlanmış, misyon belirlenmiş... Ama bunların çalışanlar nezdinde hiçbir karşılığı yok. Çünkü süreç, yukarıdan aşağıya bir şablonlama olarak yürütülmüş. Katılım yok, içtenlik yok, davranışsal izdüşüm yok.
Örneğin bir kurum “şeffaflık” ilkesini değerleri arasında sayıyor. Ama içeride konuşulmayan konular, sorgulanmayan kararlar, bastırılmış gerilimler varsa o zaman bu değer sadece bir kelime olarak kalır. Ve zamanla, çalışanlar bu farkı hisseder. Söylenenle yapılan arasındaki boşluk büyüdükçe, aidiyet azalır.
Bir başka tehlike de “başkasının reçetesiyle iyileşmeye çalışmak” Sektörde trend olmuş uygulamaları alıp doğrudan kendi kurumuna uygulayan yapıların çoğu, zamanla daha da kimliksizleşiyor. Çünkü her çözüm, ait olduğu bağlamda anlamlıdır. Başkasının ihtiyacına cevap olarak doğmuş bir çözüm, sizin yapınıza uymayabilir.
Bu noktada yapılması gereken şey, şu üç soruya açık yüreklilikle cevap vermektir:
Gerçekten neye inanıyoruz?
Bu inançlarımız hangi davranışlarda karşılık buluyor?
Bu davranışlar, kurum içinde doğal bir şekilde yaşanıyor mu, yoksa empoze mi ediliyor?
“Çağı yakalamalıyız” gibi bir acelecilik, kurumları kendine yabancılaştırıyor. Herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor ama nereye ve neden olduğunu bilen çok az.
Oysa gelişim, özden başlıyor. Kurumsal dönüşüm de kişisel dönüşüm gibi, içten dışa bir yolculuktur. Kim olduğunu bilen bir kurum, ne yapacağını da, ne yapmayacağını da bilir. Ve bu fark, onu stratejik yapar.
Bir sonraki bölümde, bu kavramsal farkındalığın stratejik insan kaynakları yönetimine nasıl yansıdığını ele alacağız. Ama önce kendinize ve kurumunuza şu soruyu sormayı ihmal etmeyin:
“Gerçekten kim olmak istiyoruz?”
📌 Devamı yakında: Artı Değerden Katma Değere – Stratejik İnsan Kaynakları Ne Zaman Stratejiktir?
📍Dr. Ali Emrah Özer
Yetenek Yönetimi Danışmanı | Eğitmen | Profesyonel Koç (ICF) | Özer İnsan Kaynakları Kurucusu










Yorumlar